Anasayfa / Blog / Allah (CC)’ın Kuddüs ismi ve Hacamat
el_kuddus_01

Allah (CC)’ın Kuddüs ismi ve Hacamat

Dr. Kuk

Allah (CC)’ın Kuddüs İsmi ve Hacamat (Kupa Terapi)*

Kim neye inanırsa inansın herkesin kabul ettiği bir nokta var ki o da: insan mükemmel bir canlıdır. İnsanın var oluşuna, kendi kendine yıllar içinde oldu, tabiat ana yaptı yada bir tasarımcısı var diye inanabilirsiniz. Neye inanırsanız inanın her inanç sahibinin temel kabul noktası insanın evrendeki en mükemmel canlı olmasıdır.

İnsan var olduğu günden beri kendini anlamaya çalışmakta, nereden ve nasıl geldiği sorusunun cevabını aramaktadır. Bu arayış son yüzyıllarda bilim dünyasının ana konularından birini teşkil etmiştir. Bu soruları cevaplamaya çalışan Darvin’in yaklaşımı aslında bilimsel bir teori olmayıp siyasi ve ideolojik bir yaklaşım olarak da Kabul edilmiştir. Uzun yıllar Darvin karşısında bilimsel temele dayanan yaklaşım ve açıklamalar çıkmamış/çıkamamıştır. Son yıllarda Batı’da; mükemmel bir canlı olan insanın kendi kendini yaratamayacağını veya tabiat ana denen akılsız ve şuursuz canlı ve cansızların bir araya gelmesiyle meydana gelen kavramın insanı yaratamayacağı seslendirilmeye başlanmıştır. Biyokimya Profesörü Michael Behe yazdığı “Darvin’in Kara Kutusu” isimli eseri ile akıllı tasarım teorisini bilimsel olarak izah etmiştir. Bu teori Batı’da çok yankı bulmuş ve Doğu’yu da etkileyerek din temelli inanç sistemlerinin insanın yaratılışını bilimsel bir şekilde açıklamasına katkı sağlamıştır. O halde akıllı olarak mükemmel şekilde tasarlanan insanı yaratan kim? sorusunun cevabına. İnsanı yaratan akıl, idrak, güç ve kudret sahibi Allah (CC) diyoruz.

İnsan ne kadar mükemmel bir canlı ise ve o canlılığın arkasında o kadar bir matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilimlerin hesaplarının olduğu aşikardır. Demek ki insanı yaratan mükemmel bir matematikçi, fizikçi, kimyacı, iç ve dış tasarımcı. Bunun her biri bizim bugünkü bilgi seviyemizle alakalı olarak anlayabildiğimiz ve tanımlayabildiğimiz isim ve sıfatlar.

Bu isim ve sıfatların ne olduğu hangilerinin insanda yansıdığını bilmek için düşünce yapısının ve bilgi seviyesinin derinlemesine geliştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de “Allah (CC)’dan hakkıyla ancak alimler korkar” buyrularak ilmiyle derinleşen alimlerin insanın yaratılışından Allah (CC)’ı hakkıyla bilme adına giden merdivenlere tırmanacağı vurgulanmıştır.

İnsanda ve kainatta tecelli eden Allah (CC)’ın isim ve sıfatları kaç tane? Sorusuna; kimi konunun uzmanları 99, kimi binden fazla diye cevaplandırsa da bunun asıl cevabı insanı ve yaratıcısını tanımakla ilgili olduğu açıktır (Her şeyin doğrusunu Allah (CC) bilir). O halde bize düşen görev insanı veya kendini tanımaktır. Burada Yunus Emre’nin şu dizeler akla gelmektedir.

İlim ilim bilmektir

İlim kendini bilmektir

Sen kendini bilmez isen

Bu nasıl okumaktır

İnsanı tanımakla birlikte onun yaratıcı olan Allah (CC)’ı isim ve sıfatları ile tanımak en önemli insanlık ve kulluk vazifesidir. Allah (CC)’ın isimleri içinde bazı isimler ön plana çıkmıştır ki bunlara büyük isimler yada ism-i azam denilmektedir. Bu isimlerin hangisi olduğu konusunda pek çok farklı rivayet bulunmaktadır. İsm-i azamın hangi isim olduğu konusunda din alimlerinden pek çok rivayet bulunmaktadır. Bu konuda din alimleri kadar konusunda derinleşmiş insanın anatomisinden, histolojisine, moleküler biyoloji ve yaratılış hikmetlerine kadar ayrıntısıyla insanı tanıyan bilim insanları da fikir ileri sürmüşlerdir.

Araf suresi 180. Ayeti kerimede “Mutlak manâda ve kusursuz derecede güzel isimler Allah’ındır; O’nu bu isimlerle çağırın ve O’na onlarla dua edin. O’nun isimleri konusunda haktan saparak, (O’nu O’na ait olmayan isimlerle, buna mukabil, edindikleri sahte ilâhları ise O’nun isimleriyle çağıranları) terkedin ve onlara hiç önem vermeyin. Onlar, her ne yapıyorlarsa onun karşılığını göreceklerdir.” buyrulmaktadır. O halde en basitinden Allah (CC)’ı isimleri ile anmak gerekmektedir.

Hz. Ali (RA)’dan gelen bir bir rivayetle altı isimdem birinin ism-i azam olabileceği en güçlü rivayet olarak kabul edilmiştir. Bu isimler; Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddüs’tür.

6-isim

Ferd, bir olup, hem zatında hem de sıfatlarında eşi ve benzeri olmayan (Ebced sayısı 284).

Hayy, gerçek hayat sahibi, diri ve canlı olan; her şeye hayat veren, can veren (Ebced sayısı 324).

Kayyum, gökleri, yeri ve bütün mahlukatı ayakta tutan (Ebced sayısı 156).

Hakem, her şeye hakkıyla hükmeden, her şeye hakim olan; her hakkı yerine getiren (Ebced sayısı 68).

Adl; Hakkı ve gerçeği bilerek doğru hüküm veren, zulmetmeyen, sınırsız ve sonsuz adalet sahibi (Ebced sayısı 104).

Kuddüs ismi ise hatada, kusurdan, eksiklik ve acizlikten temiz, pak ve müberra, mukaddes ve münezzeh olan anlamına gelmektedir (Ebced sayısı 170).

İnsan mükemmel bir makina gibi çalışırken veya şehir gibi hareketli bir şekilde canlılık faaliyeti gösterirken vücutta bir çok atık madde birikmektedir. Katı, sıvı ve gaz haldeki atıkların vücuttan uzaklaştırılması vücudun hayatını devam ettirmesi ve daha sağlıklı bir hayat sürmesi açısından önem taşımaktadır.

Vücuttaki atıkların uzaklaştırılmasında Kuddüs isminin bir yansıması (tecellisi) olarak pek çok atık uzaklaştırma sistemi ve mekanizması kullanılmaktadır. Katı atıklar sindirim sistemi yoluyla dışkı olarak atılmaktadır. Sindirim sisteminden sadece katı atıklar değil aynı zamanda sıvı ve gaz atıklar da atılarak vücuda zararlı madde ve toksinler uzaklaştırılmaktadır. Sıvı atıklar genellikle idrar yollarından idrar olarak atılmaktadır. Gaz atıklar ise solunum yolundan havaya atılmaktadır. Bu atık mekanizmaların hepsi Allah (CC)’ın Kuddüs isminin tecellisi olarak değerlendirilebilir. Bu yaklaşımla insanın çıkardığı ter, balgam, safra, tükrük gibi salgılar vücudun temizlenmesi, süpürülmesi ve atıklardan uzaklaştırılmasında önemli görev yapmaktadırlar. Hiç bir katkımız olmadan vücudumuz bu ve benzeri mekanizmalarla Kuddüs isminin tecellisiyle kirlerden ve atıklardan süpürülmekte ve temizlenmektedir. 

el-kuddus

Sadece doku, organ ve sistemler değil aynı zamanda bunların en temel yapı birimi olan hücreler dahi Kuddüs isminin tecellisini göstermektedir. Hücrelerin aynı doku, organ ve sistemler gibi bir çok katı, sıvı ve gaz atık mekanizmaları vardır. Ayrı bir yazı konusu olan hücrenin Kuddüs ismini tecellisi olması konusu gibi insanın büyük bir şekli olan evrende dahi Kuddüs ismi tecelli etmektedir. Bunlar konunun uzmanları tarafından anlamamıza katkı sağlayacak şekilde yazılıp, tartışılabilecektir.

Bunlar dışında en önemli organlardan biri de kandır. Kan varsa canlılık vardır. Kanlanmayan organ yaşayamaz, yeterli kanlanmayan organlarda görevini tam yerine getirememeden kaynaklanan hastalıklar meydana gelir. Kan hücreleri belirli periyotlarla kendini yenilerken organ sistemlerinin çalışmasından ve vücuda giren zararlıların parçalanmasından ortaya çıkan maddeler ve toksinler kan ile yeterince temizlenmemektedir. Bunlar cilt altında birikerek ilişkili olduğu organ sistemlerinin yetersiz çalışmasına ve hastalıklara neden olmaktadır. Bu zararlı toksinlerin de vücuttan uzaklaştırılması gerekmektedir. Hacamat (Kupa terapi) ise bu atıkların vücuttan uzaklaştırılmasında, Allah (CC)’ın Kuddüs isminin tecellisi olarak kullanılmaktadır.

İnsan şuurlu ve aklı olan bir canlı olarak vücudun kendini temizlemesi ve içinde meydana gelen atıkların uzaklaştırmasına katkı sağlaması gerekmektedir. Bu da ilahi beyanları bizlere yorumlayan ve onları anlamamızı sağlayan Peygambere ve sünnetine uymaktan geçmektedir. Zira bize her alanda ufuk veren Peygamberimiz “Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı hacamattır” buyurmuştur.

Hatta hacamata (kupa terapi) ne kadar önem verilmesi gerekliliğini miraçta peygambere verilen mucize ve müjdelere ek olarak sağlık alanında da tavsiyeler gelmesinden anlamaktayız. İbn-i Abbas (RA)’tan rivayet edildiğine göre: Rasulullah (SAV) Miraç gecesinde meleklerden oluşan bir cemaate her uğrayışında: “Hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret” derlerdi.

Konu ile ilgilenen, hacamat (kupa terapi) yapan ve yaptıranlar Allah’ın Şafi isminin tecellisine ilaveten Kudüs isminin tecellisini de görebileceklerdir. Bu nedenle Allah (CC)’ı bir çok yolla anarken Kuddüs ismini de özellikle güneş doğarken ve ikindi sonrası günde 170 kez okuyarak virdlerine eklemesi yerinde olacaktır.

Bu konuda Efendimizi örnek alacak olursak O; Hz. Aişe’den r.a gelen bir rivayette: Resulullah (SAV) rüku ve secdesinde şöyle derdi: “Subbuhun, Kuddusün, Rabbul Melaiketi Verruh” ( Allah’ü Teala bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddestir. Meleklerin ve Ruh (Cebrail)’in Rabbidir).

Kaynaklar

-Arslan A. Allah’ın İsimlerinin Sırları. Sena yayınları, 22. Baskı, 2013, İstanbul.

-Kur’an-ı Kerim. Araf suresi 180. Ayet.

-Kütüb-ü Sitte

*Bu yazı aşağıdaki gibi kaynak gösterilerek yayınlanabilir.

Kaynak: Allah (CC)’ın Kuddüs İsmi ve Hacamat (Kupa Terapi )- Prof. Dr. Salih KUK. http://drkuk.net/2016/10/18/allah-ccin-kuddus-ismi-ve-kupa-terapi-hacamat/

 

 

 

 

 

Check Also

drkukbanner_d

Prof.Dr.Salih KUK Kimdir?

Download Citation Dr. Kuk Prof.Dr.Salih KUK hakkında Özgeçmiş ve Eserler Listesi Projeleri Belgeleri Ders Notları …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir